top of page

05.03.1926

TÜRKİYE İNGİLİZ KIZ OKULUNU KAPATTI

İstanbul'daki İyonya Bankası da Yerel Kurumlarca Tehdit Ediliyor

 

Türkler bir İngiliz Kız Lisesini* kapattılar ve İyonya Bankası** ile bir İngiliz enstitüsünü kapatmakla tehdit ettiler. Okul eski bir Türk memurunu öğretmen olarak göreve almadığı taktirde kapatılmakla tehdit edilmişti. Memurun sarhoş geldiği ve bu yüzden girişine izin verilmediği, buna rağmen bir sonraki gün benzer durumda görüldüğü iddia ediliyor. Okul bu durumu protesto etti fakat Türk yetkililer adamın kronik sara hastası olduğunu söyleyerek okulu emre itaatsizlikten kapattı.

 

İyonya Bankası'nın, Türk Müslüman çalışanların oranını yüzde elliye yükseltmeyi taahhüt etmez ve on kişiyi iyi niyet göstergesi olarak cumartesiye kadar işe almazsa o gün kapatılacağı yönünde uyarıldığı iddia ediliyor. Banka müdürünün itaatkar davranması beklenmiyor.

*İstanbul İngiliz Kız Ortaokulu.
**Britanya menşeili bir banka

06.03.1926

KADINLAR KEMALİZM KARŞITLIĞINDAN TUTUKLANDI

Birçok Müslüman kadın mevcut rejimi eleştirme ve camilerde ve kamuya açık alanlarda karşı propoganda yapmak suçundan tutuklandı. Polise “çok konuşan” bütün kadınların tutuklanması yönünde talimat verildi.

07.03.1926

TÜRKLERDEN CEMİYET ÇAĞRISINA RED

İngiliz Irak Anlaşmasının Görüşmelerinde Bulunmayı Reddediyorlar

Türkiye, Milletler Cemiyeti'nin yakın zamanda Büyük Britanya ve Irak arasında yapılan anlaşmanın cemiyet konseyine sunuluşunda Türkiye’nin de bulunması için yaptığı daveti geri çevirdi. Davetin ancak bir gün önce ellerine ulaşmış olması, anlaşmanın maddeleri ile ilgili bilgi sahibi olmamaları ve konuyla ilgili daha önceki bildirilerinin üzerine ekleyecek bir şey olmaması Türklerin mazeretleri arasında sunuldu.

09.03.1926

TÜRKLER YUNAN SORUNUNUN GÖRÜŞÜLMESİ İÇİN TOPLANAN KURULA KATILIYOR

Sınır Sorununu Müzakere Etmeyi Uygun Bulmaları Cemiyeti Şaşkına Çevirdi 

 

Türk Hükümeti bugünkü kuruldan önce Milletler Cemiyeti’nin Lozan Anlaşması'ndaki Türk-Yunan sınırının çizilmesine ilişkin maddelerini tartışmak için gönderdiği daveti kabul ederek şaşkınlık yarattı. Türk basını bugüne kadar mütemadiyen Ankara’nın meseleye Cemiyet’in dahil edilmeyeceğini belirten resmi açıklamalarını yayınlıyordu.

 

Yunanistan iki hafta önce Cemiyet’e yaptığı başvuruda, Devamlı Mahkeme’den istişari görüş talebini iletmişti ancak Türklerin daveti kabul etmeleri bile beklenmiyordu. Türkiye sadece altı ay önce Kurul’a, Devamlı Mahkeme’nin Musul konusundaki görüşlerini kabul etmeyeceğini bilgisini vermişti. Buna rağmen Cemiyet Kurulu, Mahkeme’nin görüşlerine başvurunca Türkler masadan ayrılmıştı. Ankara’nın Türk-Yunan sorununun çözümü için masaya oturmayı kabul ettiği bugünkü telgrafında Türkiye ve Yunanistan arasında bir uyuşmazlık olmadığı ısrarla belirtildi ve meselenin daha önce de anlaşma ile oluşturulmuş bir kurulun tam denetiminde olduğu vurgulandı.

 

Şükrü Kaya Bey, Türkiye delegesi, ayın 15’inde Cenevre’ye varacak. Milletler Cemiyeti Genel Sekreterliği, Ankara’dan Türklerin kurulda yer alacağı haberi ile birlikte aynı kurulun Musul sorununun çözümüne ilişkin yapacağı oturuma katılmayacaklarını bildiren bir telgraf daha aldı.

11.03.1926
TÜRKİYE’DE ŞEKER KAÇAKÇILARI 

 

Türkiye şeker kıtlığı çekiyor ve şeker kaçakçıları devletin tekelleşmeyi önleyememesinden istifade ederek işlerini büyütüyor. Burada kıtlık o kadar ciddi boyutlarda ki otel ve restoranlar müşterilerine öğün başına en fazla iki tabak yemek verebiliyor. Hane sahipleri de şekeri el altından fahiş fiyatlara satın alıyor. Yasa dışı seyyar satıcılar istifçilerden şeker tedarik ederek çantalarda satıyor. Bu arada devlet tarafından dağıtılmak üzere 10000 ton şekerin sevkiyatı yapılmış durumda.

12.03.1926

TÜRKİYE İLE YAPILAN ANLAŞMANIN SAYFALARI YENİDEN AÇILIYOR

Fransa Anlaşmanın Üç Maddesinin Yeniden Düzenlenmesi İçin M. Sarraut’u Ankara’ya Gönderiyor

 

Fransa Hükümeti’nden uzmanlar, anlaşmanın taslak metnini uzun süre inceledikten sonra yeterince açık olmayan birkaç hususun yeniden düzenlenmesi gerektiğine karar verdi ve Büyükelçi Albert Sarraut görüşmelere devam etmek için Ankara’ya geri gönderildi.

 

Düzenleme gerektiren maddeler karşılıklı tarafsızlık, Bağdat Demiryolları’nda asker hareketi ve tahkim konusunda. Başka bir deyişle anlaşmanın en önemli bölümleri. Uzmanlar, Fransa’nın tarafsızlığının Milletler Cemiyeti’ne olan yükümlülüklerine bağlı olduğu için karşılıklı tarafsızlık maddesinde değişik yapılmasını gerekli görüyor. Türkiye’nin Cemiyet kararlarını ihlal ederek Musul sınırları içerisinde harekat yapması durumunda Fransa karşı yaptırımlara destek olacak ve tarafsızlık göstermeyecek. Ayrıca dolaylı da olsa, herhangi bir saldırı hazırlığı ihtimali görüldüğünde Türkiye’nin Bağdat Demiryolu’nda asker taşıma hakkını kullanamayacağının da anlaşmada belirtilmesi gerektiği kararlaştırıldı.

 

Taslak metinde egemenlik sorunları tahkim konusu olarak değerlendirilmiyor. Bu Qual d’Orsay Jurisi tarafından istenmeyen bir durum çünkü sınırlarla ilgili ihtilaflar egemenlik sorunları kategorisinde yer alıyor. Türkiye ile Suriye arasında sıklıkla sınır ihtilafları oluşabileceği için ilgili maddenin bu sorunları tahkime tabi tutacak şekilde düzenlenmesi gerekecek.

13.03.1926

İSLAM DÜNYASI’NDA İLK OLAN BRONZ KEMAL HEYKELİ

Peygamberin Yasaklamasına Rağmen Heykel İstanbul’da Dikilecek 

 

Viyanalı heykeltıraş Heinrich Krippel, İslam Dünyası’nın ilk heykelini - destansı boyuttaki bronz Mustafa Kemal sureti- İstabul'a göndermek üzere bugün gemiye yükledi. Yakın zamanda Boğaz’ın Haliç ile birleştiği Sarayburnu’nda, New York’taki Özgürlük Heykeli gibi İstanbul Limanı’na hakim bir konumda dikilecek. Kemal eserde sivil kıyafetlerle ve başı açık halde gösteriliyor ki bu İslam inancında neredeyse şapka takmak kadar aykırı bir durum.

 

Heykel İstanbul Belediyesi tarafından ısmarlanmış. Peygamber putperestliği yıkmak için bu dünyaya gelenlerin suretinin dikilmesini yasaklamıştı.

 

Krippel mevzu bahis heykel dışında Kemal anıtları alanında iki uluslararası yarışma kazanmış ve diğerleri üzerinde halen çalışmaktadır. Bunlardan biri halktan toplanan paralarla ödenecek ve Ankara’ya dikilecektir. Eserde Kemal at sırtında, mareşal kıyafetleriyle boy gösterecek. Bir diğerinde ise 9 metre yüksekliğinde, aynı kıyafet ve başında çelik bir Alman miğferi ile ayakta gösterilecek. Bu heykel Konya’da dikilecek.

14.03.1926

TÜRKİYE’NİN YENİ KADINLARI

 

Türk kadınları mahkemelerde dava açmaya, hastanelerde tıp icra etmeye ve diğer mesleklere girmeye hazırlanıyor. Bugüne kadar kadınlar tarafından hayırsever, sosyal, entelektüel ve hatta siyasi hedefleri olan birçok teşkilat kuruldu. Çok eşlilik neredeyse tamamen ortadan kalktı. Türk kadınları bugün kocalarının iş yerlerinde onların faal ortakları durumundadır.

17.03.1926

TÜRKİYE’NİN BAŞKENTİ DANS ETMEYE ALIŞIYOR

Kadınların Sayısı Yetersiz Olduğundan Erkekler Eş Olarak Çocukları Getirmek Zorunda Kalıyor

 

Başkent Ankara’nın kadınları çağdaş fikirlerin benimsenmesinde hızlı adımlar atarak bazı hususlarda İstanbul’dakileri çağdaşlaşma yarışının gerisinde bırakıyor. Batı tarzı şapkaların benimsenmesinde – Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in malum başörtüsü karşıtlığının da etkisiyle- başkentin kadınları metropoldekilerden ileride.

 

Birkaç ay önce merasimi yapılan halka açık balolar şimdi çok yaygın. Hükümet Lokali haftalık çay ikramıyla yapılan danslar ve baloların merkezi olmuş, ancak alan o kadar sınırlı ve kapıda girmeyi bekleyenler o kadar fazla ki damsız erkeklerin girmesi yasaklanmış durumda.

 

Yüksek sosyetedeki Türk hanımların tam katılım göstermesi de eş bulmak için yeterli olmuyor. Bu yüzden birçok erkek, eğlenceye kabul edilmek için bazıları hala önlük giyen küçük kız kardeşlerini yanlarında getiriyor.

 

Bağış için düzenlenen büyük bir baloda eş bulamayan sosyetik genç bir adam, nihayet kolunda çocukken dadısı olan yaşlı bir zenciyle geldi. Türkiye’de renk ön yargısı olmadığı için bu durum sadece dostane gülüşmelere sebep oldu.

18.03.1926

TÜRKİYE’DE PORTIA’LAR*

Yeni Düzenlemeyle Hakimlik Kürsüleri ve Barolar Kadınlara Açık Hale Geliyor

 

Modernleşme, Türkiye’de kadınlara hakimlik ve avukatlık vazifelerinin yolunu açtı. Henüz yeni yayınlanan yönetmeliğe göre Türkiye’de hukuk fakültesini gerekli sınavları geçerek bitirmiş herkes herhangi bir adli göreve cinsiyet gözetmeksizin atanabilecek. İstanbul Hukuk Fakültesi’nin kız öğrenci alan ilk sınıfından, geçen sene dört kız mezun oldu. Kadınlar hukuk fakültelerine beş yıldır kabul edilmelerine rağmen uygulamalarda onları alıkoyan eski yasalar yürürlükteydi. Bu ilk mezun dört kadın bugüne kadar İstanbul ve Ankara'da bazı avukatların katipleri olarak çalışmaktaydı fakat yeni düzenleme onlara erkeklerle aynı mesleki hakları tanımakta.

 

 

*Porita: Vendeki Tüccarı’nda (Shakespeare) erkek kılığına girerek avukatlık yapan ve Antonio’nun hayatını kurtaran kadın karakter

26.03.1926

KEMAL, KENDİSİNE MUHALİF OLAN KADINLARI TUTUKLATIYOR

 

Türkiye’de kadın hakları genişletiliyor fakat aynı zamanda öncekinden daha çok kadın hapse düşüyor. İstanbul Emniyet-i Umumiye Müdürü kıyafet devrimlerini ve dini reformları eleştiren ya da Mustafa Kemal Paşa Hükümeti aleyhinde propaganda yapan bütün kadınların tutuklanması talimatını verdi. Otel, restoran ve kahvehanelerde kadınları gözlemesi için özel bir ekip görevlendirildi. Şimdiye kadar çalkantı yaratan beş tutuklama gerçekleşti.

27.03.1926

ÖZGÜRLEŞMİŞ TÜRK KADINI EVİNİ İHMAL EDİYOR

 

Kısa zaman öncesine kadar yarı mahkum sayılan Türk kadını, çağdaş özgürlük arayışında o kadar ileri gitti ki, kadın hareketi önderi, kadının evindeki yeriyle ilgili uyarı yapma gereği duydu.

 

Bir devlet okulu müfettişi olan Kıymet Hanım, yakın zamanda yaptığı bir konuşmada annelerin yeni kazandıkları özgürlükleri abartarak evlerine nadiren gittiklerini ve çocukların ihmal edildiğini belirtti. Türk kadınlarına, yeni düzenin onlara sunduğu iş imkanlarının, yılların ev hanımlığı görevinden daha önemli olamayacağının farkına varmalarını ısrarla tavsiye etti.

 

Türklerin ev işlerinin öneminin farkına vardığının başka bir göstergesi de Bursa'da ilk Türk Ev İşleri Okulu’nun kurulmasıdır.

28.03.1926

TÜRKLER BATIK SAVAŞ GEMİLERİNİ ÇIKARACAKLAR

39 Gemi’nin Çanakkale Boğazı’ndan Çıkarılması İçin Gemi Kurtarma Şirketi İle Sözleşmeler İmzalanıyor

 

Türk Hükümeti, Çanakkale Boğazı’nda batık savaş ve nakliye gemilerinin tahlisiyesi için Fratelli Sera firması ile anlaştı. Batıkların toplam sayısının otuz dokuz olduğu söyleniyor. Anlaşmaya göre batıklardan elde edilecek paranın %90’ı ve taşınır malların %30’u Türk Hükümeti’nin olacak. Bununla birlikte hükümet, kurtarılan her gemiye sahip çıkabilecek, istenmeyen gemiler ise üçüncü şahıslara satılabilecek.

bottom of page