01.07.1924
TÜRKLER, TÜRKİYE VATANDAŞI OLMAYAN YAHUDİLERİ SINIR DIŞI EDECEK
Rusya’dan Gelen Yahudilere Transit Geçiş İçin İstanbul’u Kullanmaları Yasaklandı
Türk Devleti, vatandaşı olmayan ve Türkiye’de bulunan Yahudilere ülkeyi terk etmeleri için bir yıl mühlet verdi.
06.07.1924
OSMANLICILIK ve AMERİKANİZM
Editöre Mektuplar
Demokrasi platformunda, bazı cumhuriyetçiler Lozan Antlaşması'nın reddini ve Ermeni savaşı için Wilson'un hakem olmasını önerdi. Bu öneriler Türkiye ile kesin bir savaşa sebep değil. Bunlar yalnızca eski Amerikan Başkanı Taft tarafından altı yıl önce Türkiye’ye yapılan kınamada belirtilen Amerikan prensiplerinin tekrar ileri sürülmesidir. Bu kısmı 1918 Şubat tarihli Yeni Ermenistan gazetesinden alıntılıyorum: “Osmanlıcılık Amerikancılığın antitezidir. Osmanlıcılık, sempatiye sağır, adaleti hor gören, insanlığın tüm içgüdülerine yabancı, kural tanımayan, hile ve zorbalıkla sürdürülen, gücünü zarar ve yıkım için kullanan, belirli ırkları baskılayan kanunsuz bir ortaçağ otokrasisidir. “Amerikanizm ise; toplum aklının gücü ile sürdürülen, hükmedilenin izni ile kurulmuş anayasaya dayalı bir hükümete sahip, tecrübeyle evrimleşen, adaletin yeni ve kapsamlı formlarına evrilen, eşitlik ilkesi ile bezenmiş, bağış duyguları ile kuşanmış, insanlığın çağrılarına cevap vermeye istekli ve barış zaferleri ile aydınlanmış bir sistemdir. “Doğu diplomasisi dışarıdan yumuşak başlı ve verimli görünür. Ama gerçekte kayıtsız ve dik başlıdır. Kısacası fırsatçıdır. Bir şey söyler başka bir şey yapar, sözünü tutmaz ve bunların hepsini soğukkanlılıkla yapar. Bunu tecrübe edenler Macbeth’in şu eserindeki gibidir : “ Bizi ikileme düşürerek aldatırlar, kulağımıza fısıldayarak söz verirler ama sonunda bizi düş kırıklığına uğratırlar.”* Yan çizer, iptal eder ve tüm zarara rağmen erteler, en iyisini söz verir en kötüsünü yapar. “ İki sistemin hiçbir ortak noktası yok ve bu kadar farklı iki sistem arasında uluslararası bir söylem oluşturmak imkansız. Doğudan metodlarını değiştirmesini beklemek umutsuz bir çaba olacaktır. Bizimkini değiştirmemiz ise beklenemez. “Osmanlı İmparatorluğu ile resmi olarak savaşta değiliz. Ama millet olduğumuzdan beri Osmanlıcılık gibi her türlü sorumsuz otokrasi ile kavgalıyız. Osmanlı İmparatorluğu yalnızca lanetli veya can çekişir durumda değil, ölmüş durumda ve biz cenaze törenini bekliyoruz. “ 1924 Mart tarihli The Fortnightly Review gazetesindeki bir makalede, Türklerin feci düşüşüne dair istatistikleri ve Taft’ın adalet kehanetinin gerçekleşeceği günlerin yakın olduğunu görüyoruz. Lozan’ı reddederek ve Ermenistan için adalet istemeye devam ederek Amerika, Türkiye’nin cenaze törenini hızlandırdı.
Arshag Mahdesian
*Perde V, Sahne VII. Macbeth cadıların kehanetiyle iktidar hırsına kapılır ve iktidarına engel olmaya çalışan herkesi öldürür. Karısı da ortağıdır. Ancak vicdan azabı ve korku ikisini de tüketir. Maktüllerden birinin oğlu olan Macduff, oyunun sonunda Macbeth ile karşı karşıya gelir. Cadılar Macbeth’e “bir kadın tarafından doğrulmuş seni öldüremez” demişlerdir. Macbeth bu yüzden kendini güvende hisseder. Ancak Macduff sezaryen ile doğduğunu söyler (“Annemin rahminden vakitsiz koparıldım”). Kılıcını çeker ve davranır. Macbeth’in son sözleridir: “Kaypak sözlerle bizi aldatan, kulağımıza fısıldayarak sözler verip sonra düş kırıklığına uğratan bu kalleş cadılara bir daha kimse inanmasın” Belli ki yazar Mahdesian Doğu diplomasisini bu cadıların kehanetlerine eş tutuyor.
10.07.1924
KÜRDİSTAN EMİRİ HOMERİK’E VARDI
Deri bir Kuşak ve Mücevher Taşlı Bir Baston Taşıyordu Ama Türk Resmi Kaynaklar Bu Kişinin Emir Olduğundan Şüpheli
White Starliner Homeric’ten rıhtıma ilk ayak basan kişi zayıf, koyu saçlı, orta uzunluktaydı. Yolcu listesinde bu kişiden Kürdistan Emiri olarak bahsediliyordu. Derbi şapkası, sabahlık, çizgili pantolon, inci grisi tozlukları olan deri ayakkabılar giyiyor ve mücevher taşlı bir baston ile sarı süet eldiven taşıyordu. Gemi yetkilileri kişinin Cherebourg’dan gemiye bindiğini ve buraya gelene kadar diğer yolcularla iletişime geçmediğini söylediler. Emir güvertede yalnız yürüyor ve akşam yine deri kuşaklı altın nakışlı ve diğer yolcuların Kutsal Günün Emri olarak bildiği bir mücevher taşıyordu. Gazetecilere yalnızca Kürdistan Emiri olmadığını aynı zamanda Fransa’nın 14. Louis‘i gibi devletin ta kendisi olduğunu belirtti. Buraya neden geldiği sorulduğunda elini salladı ve buraya arkadaşı Halife adına geldiğini ve Amerika ile iyi ilişkiler kurmak istediklerini söyledi. Ayrıca diplomatik pasaportu olduğunu ve ertesi hafta Washington'a gideceğini belirtti. Emir kendisini sevgili prensesinin beklediğini belirterek röportajı yarıda kesti. Daha sonra genç çekici bir Amerikalı kadının Emiri selamlayıp tutku ile öptüğü görüldü. Emir, küçük bavulunu bir taksiye yerleştirdi, adreslerini vermeyi reddederek uzaklaştılar. Türk kaynaklarının verdiği bilgiye göre Kürdistan’da soylu bir aile yaşamıyor.
11.07.1924
TÜRKİYE VE SOVYET İLİŞKİLERİ KOPTU
Ankara Propagandayı Önlemek İçin Bolşevik Temsilcileri Tutukladı
Paris’e İstanbul’dan gelen bir mesaja göre Türkler, Bolşevik askeri ateşe General Tinenberg, Komiser Casanto ve danışman General Rasclof’u tutukladı. Tüm tutuklular casuslukla suçlandı. Moskova hükümeti hepsinin salıverilmesine dair tehditkar bir mesaj yayınladı. Türkiye salıvermeyi reddetti ve ülkelerindeki Bolşevik propaganda bitirilmezse Sovyet Rusya ile ilişkilerin biteceğini eklediler.